Ağır hizmet tipi araçlardan kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltan lastikler

İnşaat sektörü büyük mevzuat değişiklikleriyle karşı karşıyadır. Örneğin Avrupa’da Düşük Emisyon Bölgeleri (LEZ) büyük şehirlerde ve kentsel alanlarda artmakta ve buralarda faaliyet gösteren araçlara katı kısıtlamalar getirilmektedir.

İnşaat firmaları için bu durum, akülü elektrik enerjisi veya doğal gazla çalışan araçlar gibi çevre dostu ağır hizmet tipi araçların tercih edilmesi anlamına gelir. Bu düzenlemeler, firmaları araç filolarını bu yeni gereklilikleri karşılayacak şekilde yenilemeye zorlamaktadır.

Başta sektör liderleri olmak üzere büyük şirketler sadece bu yeni kurallara uymakla kalmamalı, aynı zamanda karbon emisyonunun azaltılması konusundaki kararlılıklarını da göstermelidir. Bunu başarmak için, düşük emisyonlu ağır hizmet tipi araçların kullanımı ve çevresel etkiyi azaltan lastiklerin seçimi gibi stratejik seçimler yapılması gerekir.

Verimli lastikler, bu yeni gerekliliklerin karşılanmasında ve ekolojik geçişin sağlanmasında kilit bir rol oynar. Bu bağlamda yuvarlanma direnci, araçların karbon ayak izini azaltmada önemli bir faktördür.

Düşük yuvarlanma direncine sahip lastikler sadece yakıt tüketimini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda CO2 emisyonunu da azaltır. Bu, dizel motorlu bir kamyonun 100 kilometrede 50 ila 80 litre yakıt tüketebildiği ağır hizmet tipi araç filoları için özellikle önemlidir. Yakıt maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde, yakıt tüketiminin verimli bir şekilde yönetilmesi bir öncelik haline gelmiştir.

Bunlara ek olarak, lastikler artık daha yüksek yük endeksi gerektiren elektrikli araç akülerinin ağırlığını destekleyebilmelidir.

Hem ağır hizmet tipi araçlarınızın CO2 emisyonlarını azaltabilecek hem de şantiyelerin zorlu koşullarına dayanabilecek lastikler arıyorsanız, doğru yerdesiniz.

İki MICHELIN serisi bu ihtiyaçları karşılıyor: MICHELIN X^® WORKS™ ve MICHELIN X^® WORKS™ HD. Doğru seçimi yapabilmeniz için bu lastiklerin özelliklerini aşağıda açıklayacağız.